Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

kat kat fazla

  • 1 kat

    эта́ж (м)
    * * *
    1) эта́ж

    kat çıkmak — надстро́ить эта́ж

    alt kat — ни́жний эта́ж

    üst kat — ве́рхний эта́ж

    2) слой, ряд

    bir kat et,bir kat hamur — [о́дин] слой мя́са; [о́дин] слой те́ста

    3) компле́кт ( одежды)

    üç kat çamaşır — три сме́ны белья́

    4) раз (по сравнению с кем-чем-л.)

    beş kat fazla — в пять раз бо́льше

    bu ondan iki kat pahalı — э́то в два ра́за доро́же того́

    5) мат. кра́ткое

    Türkçe-rusça sözlük > kat

  • 2 много

    çok
    * * *

    о́чень мно́го — pek çok

    мно́го лу́чше — çok daha iyi

    мно́го лет тому́ наза́д — yıllar(ca) önce

    мно́го лет спустя́ — yıllar sonra

    за мно́го веко́в до на́шей э́ры — Milattan yüzlerce yıl önce

    мно́го раз — defalarca

    во мно́го раз бо́льше (по количеству)kat kat fazla

    он (сли́шком) мно́го про́сит — fazla / çok istiyor

    у него́ мно́го веще́й — eşyası kalabalık

    на пло́щади бы́ло мно́го наро́ду — meydan kalabalıktı

    ••

    мно́го-мно́го — çok çok; olsa olsa

    мне приходи́лось ждать по мно́гу дней — günlerce beklediğim olurdu

    Русско-турецкий словарь > много

  • 3 вдвое

    iki misli,
    iki kat
    * * *
    1) iki kat / misli

    вдво́е бо́льше — iki kat / defa büyük ( по размеру); iki kat fazla (по размеру, количеству)

    он вдво́е ста́рше вас — yaşça sizden iki defa büyüktür

    он поучи́л вдво́е бо́льше — (bunun) iki katını aldı

    согну́ть / сложи́ть вдво́е — ikiye katlamak

    Русско-турецкий словарь > вдвое

  • 4 triple

    üç bölümlü; üç misli, üç kat fazla; üç katina çikmak; üç katina çikarmak

    English to Turkish dictionary > triple

  • 5 больше

    daha büyük; daha fazla; artık,
    bir daha
    * * *
    1) прил. (сравн. ст. от большой) (daha) büyük
    2) нареч. (сравн. ст. от много) (daha) çok, (daha) fazla

    в три ра́за бо́льше — üç kat / misli fazla

    поучи́ть в пять раз бо́льше — beş katını / mislini almak

    бо́льше всего́ — en çok

    бо́льше всего́ он люби́л музыку — en sevdiği (şey) müzikti

    бо́льше, чем нужно — gereğinden / lüzumundan fazla

    у него́ бо́льше о́пыта, чем у тебя́ — onun tecrübesi seninkinden geniştir

    я люби́л его́ бо́льше, чем родно́го бра́та — onu kardeşimden çok severdim

    но и ты сде́лал не бо́льше — ama daha fazlasını sen de yapmadın

    бо́льше ничего́ сде́лать нельзя́ — başkaca bir şey yapılamaz

    3) нареч. (в отриц. предложениях) artık; (bir) daha

    так бо́льше продолжа́ться не мо́жет — bu, böyle süremez

    э́то всё, бо́льше я ничего́ не зна́ю — hepsi o kadar, başka bir bildiğim yoktur

    бо́льше об э́том не говори́лось — bundan bir daha söz edilmedi

    бо́льше я ему́ не ве́рю — ona artık inanmaz oldum

    де́ло бо́льше не те́рпит отлага́тельств — işin artık gecikmeye tahammülü yoktur

    мне бо́льше ничего́ не на́до — başka şey istemem

    я не нае́лся. Бо́льше нет? — doymadım. Daha yok mu?

    бо́льше не бу́ду! — bir daha yapmam!

    4) нареч. aşkın, çok, fazla

    бо́льше то́нны — bir tonun üstünde, bir tandan çok / fazla

    бо́льше двух часо́в — iki saati aşkın, iki saatten fazla

    прошло́ не бо́льше двух часо́в — iki saat ancak geçti

    ему́ бо́льше сорока́ (лет) — (yaşı) kırkı aşkındır

    на вид ей не бо́льше двадцати́ (лет) — yirmisinde ancak görünüyor

    э́та кни́га сто́ит не бо́льше рубля́ — bu kitap ancak bir ruble eder

    5) (преимущественно, главным образом) daha çok
    ••

    ... тем бо́льше у тебя́ ша́нсов оста́ться —... kalma şansın da o denli yüksektir

    скажу́ бо́льше,... — dahasını söyleyeyim,...

    он ещё бо́льше побледне́л — daha beter sarardı

    бо́льше он ни на что не годи́тся — başka işe yaramaz o

    чита́я письмо́, он всё бо́льше удивля́лся — mektubu okudukça hayreti büyüyordu

    э́то бо́льше, чем изме́на — ihanetten de öte bir şeydir bu

    бо́льше того́,... — üstelik

    Русско-турецкий словарь > больше

  • 6 katmerli

    1. فائض [فائِض]
    Anlamı: çok fazla olan, aşırı
    2. مرصوف [مَرْصُوف]
    Anlamı: kat kat olan
    3. منضد [مُنَضَّد]
    Anlamı: kat kat olan
    4. نضيد [نَضِيد]
    Anlamı: kat kat olan

    Türkçe-Arapça Sözlük > katmerli

  • 7 iki

    iki zwei; Zwei f (a im Zeugnis); Auto zweite(r) Gang;
    iki ahbap çavuşlar scherzh zwei unzertrennliche Freunde m/pl;
    iki arada kalmak sich zwischen zwei Stühle gesetzt haben;
    iki ayağını bir pabuca sokmak fig jemandem das Messer an die Kehle setzen;
    iki çift laf ein paar Worte;
    iki kat doppelt; verdoppelt;
    iki kat (oder büklüm) (vom Alter) tief gebeugt, fam ganz krumm;
    iki misli doppelt (so viel);
    iki misli artmak verdoppeln;
    iki misli fazla mehr als das Doppelte;
    iki nokta Doppelpunkt m;
    -i iki paralık etmek mit Schmutz bewerfen (A);
    iki satır laf etmek ein paar Worte miteinander wechseln;
    iki ucunu bir araya getirememek (wirtschaftlich) nicht zurechtkommen können;
    ikide bir(de) jede(r) zweite; häufig;
    ikimiz wir beide;
    ikisi bir kapıya çıkmak auf dasselbe hinauslaufen;
    ikiye bölmek in zwei Teile teilen

    Türkçe-Almanca sözlük > iki

  • 8 полтора

    м, с

    полтора́ го́да — bir buçuk yıl

    в полтора́ ра́за бо́льше — yarım kat / misli fazla

    возрасти́ в полтора́ ра́за — yüzde elli artmak

    Русско-турецкий словарь > полтора

  • 9 misil

    misil < misli> kat; ; Gleiche(s); -mal;
    iki misli fazla mehr als doppelt (so viel);
    üç misli az dreimal weniger;
    -in misli menendi yok es gibt nichts Schöneres als …; … ist einmalig

    Türkçe-Almanca sözlük > misil

  • 10 გაათკეცებული

    s.
    on kat, on misli fazla

    Georgian-Turkish dictionary > გაათკეცებული

  • 11 condominium

    bir ülke üzerinde iki ya da daha fazla devletin ortak egemenligi; bu sekilde yönetilen ülke; içinde oturanlarin sahip oldugu apartman, kat

    English to Turkish dictionary > condominium

См. также в других словарях:

  • tekst — is., Fr. texte Metin Holdinglere reklam teksti yazan benden kat kat fazla kazanıyor. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • katmerli — sf. 1) Katmeri olan, kat kat olan Katmerli çiçek. 2) Çok fazla olan, aşırı Hem vuruyor hem de suratına birbirinden ağır, birbirinden katmerli küfürler savuruyordum. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler katmerli badem katmerli birleşik zaman… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ADAVET — Husumet, düşmanlık. Kin. buğz. Garaz.(Adâvet ve muhabbet, nur ve zulmet gibi zıttırlar. İkisi, mâna yı hakikisinde olarak beraber cem olmazlar. Eğer muhabbet, kendi esbabının rüçhaniyetine göre bir kalbde hakiki bulunsa, o vakit adâvet mecazi… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MUZAAF — İki kat. Bir şeyin iki misli. * Daha ziyade. Daha fazla …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»